Karımı Orospu Diye Siktirdim

Karımla yeni bir zevk keşfetmiştik. Sahile akşam karanlığında arabayla gidiyor ve arabayı denize dikine park edilen yerde park ederek manzarayı seyrediyorduk. Ve duvar dibindeki çaycı da bize çay getiriyordu. Orada herkes kendi alemindeydi. Arabalarda resmen sevişiyorlardı. Karım ise başörtülü ve mantoluydu.

Karıma, “Kız görüyorsun, millet kimseye aldırmadan sikişiyor, biz uslu uslu manzara seyrediyoruz!” deyince, karım da, “İstiyorsan biz de sevişelim canım!” dedi. Ben de, “Yok biz farklı olmalıyız!” dedim. “Nasıl?” dedi. “Sen de mantonun içinde dekolte ol bakalım, çaycı fark edecek mi?” dedim. “Nasıl yaa?” dedi. “Nasılı var mı? Çaycıyı sevindir, garibim akşam karanlığında deli oluyordur, ondan birşeyler saklama!” dedim. O da, “Tamam, bir dahaki gelişe ona göre giyineceğim! Ama şimdilik bir avans verebilirim!” dedi. “Nasıl?” dedim. “Sen dışarı çık, sonra çaycı buradayken gel!” dedi. Arabadan çıktım, tuvalete gittim. Birkaç dakika sonra geldim. Geldiğimde çaycı karımın oturduğu koltuğun camından içeri bakıp karımla konuşuyordu.

Ben şoför kapısını açıp içeri giriyordum ki, çaycı gitmek istedi. Karım çaycıya, “Dur bir dakika, bana bir şeker daha getir, bir de kağıt mendil getir!” dedi. O arada ben karımın mantosunun önünün tamamen açık olduğunu ve gömleğinin üst düğmelerinin açık olduğundan iri memelerinin üst kısımlarının meydanda olduğunu gördüm. Bayıldım zevkten. Karım eteğini de beline sıyırmış, nefis bembeyaz bacakları sonuna kadar açıktaydı, nerdeyse külotu gözükecekti. Çaycı gidince, karım bana, “Nasıl başlangıç?” dedi. “Harikasın karıcığım!” dedim. “Daha açayım mı?” dedi. “Sonuna kadar hem de!” dedim. Memesinin birini çıkardı, bana, “Em şunu!” dedi. Ben emerken çaycı geliyordu. Karım, “Aldırma, devam et!” dedi. Çaycı yanımıza geldi, ben istifimi bozmadan karımın memesini emmeye devam ettim. Karım çaycıya sexy bir şekilde, “Teşekkürler canıımmm!” dedi. Çaycı vereceğini verip gitti, ama gözü arkadaydı…

Ertesi günü arabayı aynı yere park ettiğimizde karım daha bir rahattı. Beni yine bir ara dışarı gönderdi. Tekrar geldiğimde yine çaycı karımın başucundaydı. Karımın mantosu açıktı ve içinde bir şey yoktu, çırılçıplaktı. Ben arabaya binerken önünü bile kapatmadı. Çaycı resmen karımın amını görüyordu. Çaycı çay boşunu alırken, karım örtünmedi bile, memeleri açıkta, amı açıktaydı, sadece mantosu kenarlarını kapatıyordu. Çaycının siki pantolonunda dimdik olmuştu. Karım çaycıya, “Hayatım taze Salep var mı?” dedi. O da yutkunarak, “Hayır efendim, yok.” dedi. Karım da, “Canım taze salep istedi, ne olur bul!” dedi. Çaycı, “Nerden bulayım abla?” derken, ben arabadan dışarı çıktım, elim arabanın tavanında, çaycıya, ‘Geçir geçir!’ işareti yaptım. Çaycı kafayı yiyecekti. Ben denize doğru giderken, çaycı koşa koşa yanıma geldi, “Abi yenge ille de Salep bul diyor, nerden bulayım?” dedi. Ben de, “Ne yengesi oğlum yaa, o karı bir orospu! Kaşınıyor işte, anlasana! O başka Salep istiyor, sen anlamadın meseleyi!” dedim. “Yok yaa? Abi müsade var mı?” dedi. “Tabii oğlum, veren amı sikerler daima!” dedim. Çaycı, “Sağol abi!” dedi.

Çaycıyla birlikte arabaya geri döndüğümüzde, çaycı karıma, “Abla, istediğin Salep çay tezgahının arkasında var, dışarıya vermiyoruz, gelirsen içiririm!” dedi. Karım da gülerek, “Taze mi?” dedi. Çaycı, “Evet, taze abla!” dedi. Karım da, “Peki ya şoförümle ne konuştunuz?” dedi. Çaycı da, “Hele bir gel anlarsın!” dedi. Karım önünü düğmelemeden mantosunu kapatarak ve belinden eliyle tutarak, çaycının dediği yere gitti. Ben 15-20 dakika denizi seyrettim, gazete okudum…

Karım geri geldiğinde gayet mutluydu, arbaya bindi ve “Hadi gidelim!” dedi. Ben heyecanla, “Ne oldu aşkım? Anlat!” dedim. “Yoo anlatmam! Yarın da getirirsen, ancak dönüşte anlatırım!” dedi. “İyi, peki!” dedim, arabayı çalıştırdım, eve gittik. Eve girince heyecanla karıma saldırdım, baktım memeleri morarmıştı, “İyi morartmış çaycı!” dedim. “Evet, iyi morarttılar canım!” dedi. “Anlamadım, çaycıdan başkası da mı vardı?” dedim. “Evet, ocakcı da geldi!” dedi. Ben daha da heycanlanmış ve zevke gelmiştim. Karımın amını öpmeye başladım, “İyi bari amcığın morarmamış!” dedim. “Amımı morartmaya fırsat bulamadılar ki, çok çabuk hallettiler!” dedi. Karımı zevkle ve heyecanla bir güzel siktim, sonra uyuduk…

Ertesi gün evden çıktım, İbo diye bir arkadaşım vardı, İbo ile birlikte sahile giderek, o çaycının yanına uğradık. Çaycı beni görünce, “Ooo hoş geldin abi, buyur, emrin nedir?” diye sordu. Ben de, “Maksat muhabbet olsun! Dünkü Salep hikayesini arkadaşa anlattım, ama devamını bilmediğim için, orospuya da soramadım ve sana geldim! Nasıl, zilliye Salep içirdin mi?” dedim. Çaycı gülerek, “Abi onu burada çay tezgahının arkasına almışım, hazır sota yer, hiç onu sadece Saleple bırakır mıyım?” dedi. Ben de, “Ooo helal olsun koçuma bee! Başka neler yaptınız peki?” dedim. Çaycı da şöyle bir gururla kasılarak, “Abi, orospunun zaten mantosunun içinde hiçbir şey yoktu, mantoyu arkadan yukarı kaldırdım, ellerini tezgaha dayandırıp, köpek duruşuna getirip, arkadan dibine kadar geçirdim. O arada bizim ocakçı geldi, o da nasibini aldı!” dedi. “Nasıl nasibini aldı?” dedim. “O da hazır domalmış ve Salep bekleyen bir karıyı görür de hiç sikmeden bırakır mı? Ben siktikten sonra o da kaydı karıya!” dedi.

“Wouww, desene şanslıymışsınız, bir karıyı iki kişi halletmişsiniz!” dedim. Çaycı, “Hee ya! Abi o orospuyu yine getirecen mi bee?” diye yalvaran gözlerle sordu. “Ne o, hoşuna gitti galiba, ille de getireyim mi yani?” dedim. “Getir abi, getir! Burada hem biz işimizi görürüz, hem extradan iş de çıkar ona!” dedi. Ben şaşırarak, “Nasıl yani extra iş?” dedim. Çaycı da anlattı, “Abi öyle güzel bir orospu, hem de nasılsa çok az kullanılmış bir kadın, iyi para eder! Millet o orospuyu parayla sikmek için sıraya girer valla!” dedi. Ben de, “O zaman senle şöyle bir anlaşma yapalım, burada akşamları onu sana vereyim, kazandığı parayı üçe bölelim, sen ben ve o paylaşırız!” dedim. Çaycı hemen, “Olur tabii! Bu akşam getir orospuyu abi!” dedi. Ordan ayrılınca, İbo da bana, “Yaa Ahmet, çaycının anlattığı kadar güzel orospuyu nerden düşürdün?” dedi. Ben de, “Kısmet oğlum! Eee, ne de olsa yakışıklıyız, orospu düşürdük mü affetmeyiz!” dedim. İbo da, “Ulan akşama ben de geleceğim o orospuyu sikmeye!” dedi. “Geeell!” dedim…

Şimdi akşama şenlik var. Bakalım bu şenlikten kim karlı çıkacak:

1 – Çaycı mı?
Çaycı hem bedavaya am sikecek (yani karımı sikecek), hem para kazanacak.

2 – Ben mi?
Ben de, hem yeni fantazilerimde karımı orospu olarak göreceğim, hem para kazanacağım.

3 – Karım mı?
Karım da, hem bol bol yarrak yiyecek, hem kocasını (yani beni) boynuzlayacak, hem zevk yapacak, hem de para kazanacak.

4 – Karımı sikenler mi?
Karımı sikenler de, hem taze hem az kullanılmış bir am sikmiş olacaklar, zevk yapacaklar.

5 – Sitenin Editörü mü?
Sitenin Editörüne de, Edit’lik iş çıkmış olacak. (Bu arada Edit yaparken kolay gelsin Editör arkadaş!)

6 – Sitenin Webmasteri mi?
Sitenin Webmasteri de, yeni bir hikaye yayınlandığı için, sitenin ziyaretçi sayısını artıracak.

7 – Yoksa siz sayın okuyucular mı?
Siz sayın okuyucular da, yeni bir Seks Hikayesi okumuş olacaksınız. Siz bu hikayeyi okurken belki zevklenecek, belki de 31 çekeceksiniz. Kime 31 çekeceksiniz? Benim güzel karıma. Karımın o muhteşem kaymak gibi amına tabii! Yoksa karımın götüne mi 31 çekmek isterdiniz? Kim bilir, belki o çaycının oraya takılıp karımı sikeceklerden biri siz olacaksınız. Eğer öyleyse, o zaman karımı siktiğinizi kimbilir ne biçim anlatacaksınız, değil mi?

Her neyse, ben zevkime bakarım, karım zevkine bakar, siz de bakın 🙂