Kaynanam Karımdan Daha İyi Sikişiyor

Selam 31’ciler, ben Hasan. Sizlerle halen yaşadığım hikayemi paylaşacağım. Bundan uzun seneler önce, Mamara Üniverstesinde okumak için İstanbul’da idim. Ailemin maddi durumu iyi olduğu için bana İstanbul’dan bir ev aldılar ve “Yurt köşelerinde rezillik çekme, okul bitince de evi ister satarsın, ister kiraya verirsin!” dediler. Okulda İzmit’li bir kız arkadaşım oldu. Kız arkadaşımın ismi Sibel ve ailesinin maddi durumu iyi değildi, babası hasta yatalaktı, annesi de günlüğe gidip Sibel’i okutmaya çalışıyordu. Sibel de okuldan üç kız arkadaşıyla birlikte ev tutmuşlardı.

Bir gün okula geldiğimde Sibel’i ağlarken gördüm, “Hayırdır Sibel?” dedim. Babasının öldüğü haberini aldığını, İzmit’e gitmesi gerektiğini, fakat yol harçlığının olmadığını söyledi. Sibel’i çok severdim, o da bana ilgi duyardı. “Yol parasını düşünme, hadi beraber gidelim!” dedim ve arabama atlayarak, tuttuk İzmit’in yolunu.

Evlerine geldik babasının cenazesi Sibel’i bekliyordu. Cenezeyi kaldırdık ve iki gün orada kalmaya karar verdik. Sibel’in annesiyle, yani ilerde kaynanam olacak kadınla da orada tanıştık. Eve başsağlığına gelen giden derken, bir hafta okulu astık ve orda kaldık. Bu arada müstakbel kaynanam 37 yaşında, türbanlı ama alımlı ve sexy bir bayandı. Devamlı ağlıyordu. Sibel’le teselli etsek te nafile, susmuyordu, “Yalnız kaldım, ne yapacağım buralarda!” deyip ağlıyordu. Sibel tek çocukları olduğu için çok düşünüyordu. Ben Sibel’e, “İstersen anneni de İstanbul’a alalım.” deyince, annesi, “Ben burada kirayı veremiyorum, orada ne yapacağım?” dedi ve benim bilmediğim hususların olduğunu söyleyip, onun için bu işe karışmamamı istedi.

Neyse, Sibel’le İstanbul’a döndük. Okuldu, dersti falan derken, bir akşam kapım çalındı. Açtım ki, Sibel elinde valizi kapıda ağlıyor. “Ne oldu?” dedim. “Kirayı veremediğim için arkadaşlar beni evden kovdular, tek sevdiğim sensin, elime geçtiği kadarıyla kirana yardım etsem beni yanına alır mısın?” dedi. “Bana kira vermene gerek yok Sibel, bu ev benim, rahatça okulun bitene kadar kalabilirsin, senden mutfak masrafı da istemiyorum. Bir kadın evine ne yapıyorsa sen de yap, yeter!” dedim ve yan odayı verdim. Sabah kalktım, Sibel müthiş bir kahvaltı hazırlamış. Yedik içtik okula gittik. Artık her gün birlikte eve geliyor, birlikte okula gidiyorduk, ama evde ayrı odalarda yatıyorduk, aramızda cinsellik seks yoktu.

Günler böyle geçerken, Sibel bir akşam benimle konuşmak istediğini söyleyerek, annesinin evde yalnız başına korktuğunu anlattı. Ben de, “Hallederiz…” dedim geçiştirdim. Akşam yemeğinden sonra erken yatmıştım. Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum, sikimde bir el hissettim ve uyandım. Sibel çırılçıplak soyunmuş, yatağıma girmiş, elini küloduma sokmuş sikimle oynuyordu. “Dur, ne yapıyorsun?” dedim, ama nafile. Sibel ben yattıktan sonra, evde misafirlere ikram etmek için bulundurduğum yarım şişe Viskiyi içmiş, körkütük sarhoştu. O anda benim durumumda hangi erkek olsa siki kalkardı. Sibel koca götlü, iri memeli ve 1.60 boylarında bir afetti. Ben de artık dayanamayıp dudağından yapıştım, deliler gibi öpüşüyor, sevişiyorduk. Yarağımı ağzına alıp yaladıktan sonra, “Boz beni, senin kadının olmak istiyorum! Sik beni, karın yap beni!” deyince, altıma aldım bunu, birden amına kökledim ve Sibel’i bozdum. Ateşli bir sikişmeden sonra da Sibel’in içine boşaldım…

Kalktık duş alıp geldik, tekrar yatağa girdik. Ve Sibel yarağımla tekrar oynamaya ve yalamaya başladı. Yarrağım zaten hiç inmiyor, devamlı dik kalıyordu. Sabaha kadar Sibel’e 7-8 posta bastım ve döllerimi içine akıttım. Ertesi gün de ayık kafayla evlilik kararı aldık ve kimseye haber vermeden, iki hafta içerisinde evlendik. Sibel artık resmen karım olmuştu.

Evlenmemizin üzerinden 1,5 yıl geçmişti, bir çocuğumuz oldu, fakat fazla yaşamadı ve öldü. Bir çocuk daha yapmak istiyorduk, ama doktorlar karımın hasta olduğunu ve çocuk doğurmamasının gerektiğini söylediler. Sibel Rahim kanserine yakalanmıştı ve okulu bıramak zorunda kaldı. Durumu gittikçe kötüye giderken, artık annesine durumu anlatıp, annesini yanımıza almaya karar verdik…

İzmit’e gittim, kaynanamın borçlarını ve birikmiş kiralarını ödedim, İstanbul’a geldik. Kaynanam çok sevinmişti. Evde kaynanama bir oda tahsis ettik. Bu arada karımın hastalığı hat safayı aşmıştı, cinsel isteklerime karşılık veremiyor ve üzülüyordu. Ancak bazen kendini iyi hissettiği zamanlarda sikimi yalayıp boşaltabiliyor, bazen de bana, “Amıma alamadığım için özür dilerim erkeğim, seni dünyanın en tatlı şeyinden mahrum ettim!” diyerek, onun yerine götünü sikmemi istiyordu…

Sibel bir gün bana, “Ben fazla yaşamam, ben ölürsem anneme sahip çık, gerekirse onla evlen, o benim öz annem değil!” deyince inanamadım, yalan söylüyor sandım. Fakat kimliklerini kontrol edince gerçeği söylediğini öğrendim. 2,5 ay sonra Sibel’im öldü. Ölünce kaynanamla yalnız kalmıştık. Sibel’in bana vasiyetini kaynanama anlattım. Kaynanam itiraz etmedi ve evlendik.

Kaynanamı ilk gece sabaha kadar siktim, ama doymak bilmiyordu kadın. Sibel ateşli sikişirdi, ama kaynanam ondan daha ateşliydi, her gece pilim bitene kadar siktiriyordu kendini bana. Yalan yok, kaynanam türbanlı falandı, ama Sibel’den daha iyi sikişiyordu, bilmediği sikiş tekniği, pozisyon yoktu. Kaynanam ilk sene ilk çocuğumuza hamile kaldı. Ve şu anda da üç çocuğumuz var, birinin adı Sibel.